Thursday, July 26, 2007

Bambaşkadır "Ayten Alpman"

Bir zamanların unutulmaz sesiydi...
Uzun bir aradan sonra Aliye dizisinde "Ben Varım"ı yeniden seslendirince bugünün gençleri de iyice tanıdı ve sevdi onu... Şimdilerde ise Bir Başkadır: Ayten Alpman albümüyle gönüllere yerleşiyor.

Bugün defalarca dinledim albümdeki şarkılarını...

Gerçekten ne mükemmel bir ses, ne eşsiz bir yorum..!! Serdar Ortaç'ın Yaz Yağmuru şarkısnı öyle bir seslendirmiş ki inanamadım. Sizinle de paylaşmadan olmazdı...

(Not : Şarkıyı dinlemeden önce lütfen etraftaki tüm sesleri susturunuz :) )

Wednesday, July 25, 2007

İyi ki doğdun CANIM ARKADAŞIM...!

İyi ki doğdun, iyi ki büyüdün, iyi ki karşıma çıktın, iyi ki hayatımdasın, iyi ki böyle şekersin, iyi ki ......

Bütün bunlar için OTUR 5..!

Seni Çok Seviyorum Şekerim...!

Sana layık değil ama :)

Şaşırma bu sensin...



Kimse aynaya bakmıyor...
Birçok kişi, acaba nasıl biriyim diye düşünmüyor. Dışardan nasıl göründüğünü önemsiyor evet ama sadece fiziksel olarak...
Söylediklerim ve davranışlarım nasıl algılanıyor diye düşünen çok az, ya da benim bu yaptığımı karşımdaki bana yapsa ne düşünürüm diye hareket eden... Galiba birilerine ne hissettiğinizi anlatabilmenin en iyi yolu o kişilere ayna tutmak... Yani; onların size davrandığı gibi davranmak... Bi deneyelim bakalım, kendini karşısında görenler nasıl davranacak?

Friday, July 20, 2007

gece, müzik ve fırındaki böreğin kokusu....

Saat 24:00... Gözümden uyku akıyor... Power XL'de Kenan Doğulu hani herşeyindim, bensiz sen yoktun, ayrılamazdık yarr diye mırıldanıyor usul usul... Sözde şehrin dışında oturuyoruz ama bu saatte bile dışarda gezinen insanların sesleri geliyor...
Mustafa, Emre ve Şükrü'ye söz verdim, yarın sabah için onlara börek ve browni yaptım. Böreklerim şu anda fırında ve kokusu tüm eve yayılmış durumda. Cumartesi günleri de yarım gün mesaimiz olduğu için, işyerinde yaptığımız en güzel şey hafta sonu kahvaltılarımız.
....
....
Gece ne güzel... Serin serin esiyor.... Radyoda şimdi de Aşkın Nur Yengi - Bir Zaman Hatası çalıyor... Çok severim. Şimdi de Ajda Pekkan - Ağlama Anne.... Ben duygu krizine girmeden yatayım en iyisi...

Thursday, July 19, 2007

Hayırlı Kandiller...

Az önce markete gitmek için dışarıya çıkınca, sokakta ip tutan çocukları gördüm. Aklıma kız kardeşimin çocukluğu geldi hemen. Her kandilde mutlaka arkadaşlarını toplar, bizim sokaktaki caminin kapısının önünde onlarla birlikte ip tutar, camiden çıkanlardan para almadan da geçirmezdi :) Ben de etrafta bi yerde oturur onu izlerdim ama yanına gidemezdim, utanırdım ip tutmaya ve büyüklerden para istemeye... İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur derler ya, ne kadar da doğru... Marketten dönerken düşündüm de, kardeşim şimdi eşiyle birlikte kendi işini yapıyor, ticaretle uğraşıyor. Daha küçücükken ideali buydu, ticaret yapmak... Bense hala aynıyım, özel sektörde ücretli olarak çalışıyorum ve hala birilerinden borç para bile isteyemiyorum. :) Kandiller de hep bana kardeşimin o cipcan ve sevimli hallerini hatırlatıyor. Tabi birde bütün gün topladığı paralarla bana ısmarladığı çikolataları.... :)

Kandiliniz mübarek olsun....

White Lion - When The Children Cry





Little child
Dry your crying eyes
How can I explain
The fear you feel inside
´cause you were born
Into this evil world
Where man is killing man
and no one knows just why

What have we become
Just look what we have done
All that we destroyed
You must build again

When the children cry
Let them know we tried
´cause when the children sings
The new world begins

Little child
You must show the way
To a better day
For all the young
´cause you were born
For the world to see
That we all can live
In light and peace

No more presidents
And all the wars will end
One united world under god

When the children cry
Let them know we tried
´cause when the children sings
The new world begins

What have we become
Just look what we have done
All that we destroyed
You must build again

No more presidents
And all the wars will end
One united world under god

When the children cry
Let them know we tried
´cause when the children fight
Then we know it ain´t right
When the children break
Let them know we´re awake
´cause when the children sings
The new world begins

Saturday, July 14, 2007

Depeche Mode - Enjoy The Silence (Timo Maas Mix)


Bitmediii, devamı gelecek... Enjoy! :)

Friday, July 13, 2007

20 yıl sonra...







"Bundan 20 yıl sonra yapmadığın şeyler seni yaptıklarına nazaran daha çok üzecek.
O yüzden çöz halatları.
Güvenli limanlardan uzaklara yelken aç.
Rüzgarları yakala.
Araştır.
Hayal et.
Keşfet..!!"


Mark Twain

Yeniden başlayabilseydim...


Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
ikincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar.
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim,
seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
daha çok dağa tırmanır,
daha çok nehirde yüzerdim.




Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya,
Daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu
hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve
verimli kılan insanlardan olurdum.
Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar, siz de "an"ı yaşayın.
Hiçbir yere, yanına; termometre, su, şemsiye ve
paraşüt almadan gitmeyen insanlardanım ben.
Yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda, papuçlarımı atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayakla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer...
Ama işte, 85'imdeyim ve biliyorum...
Ölüyorum...
Jorge Louis Borges

Thursday, July 12, 2007

Ne Beklerim Hayattan, Hayat Benden Ne Bekler


YÜREĞİME SAPLANMIŞ PASLANMIŞ ÇİVİLERLE
HER YANIM ACI DOLU YIĞILDIM BİR KÖŞEYE
DÜŞÜNCE Mİ TAKMIŞIM HAYAT DENEN BİLMECEYE
ÇÖZÜLDÜKCE DOLAŞIR DAĞILIR İNCE İNCE

NE BEKLERİM HAYATTAN HAYAT BENDEN NE BEKLER
EN SEVGİLİ ÜMİTLER BENDE BİR GECE BEKLER
GETİRİYOR HER SABAH YARINSIZ BİR YARINI
MUTLULUK SEVGİ İÇİN BEN BİR YOL GEÇEN HANI

YANLIZLIĞIM KAPKARA BULUTU YAĞSIN ARTIK
DOST DİYE SARILDIĞIM KADEH KIRILSIN ARTIK
YAĞMAYACAKSA TEKRAR MUTLULUK YAĞMURLARI
TANRIM BENİ BU DÜNYADAN YANINA ALSIN ARTIK

NE BEKLERİM HAYATTAN HAYAT BENDEN NE BEKLER
EN SEVGİLİ ÜMİTLER BENDE BİR GECE BEKLER
GETİRİYOR HER SABAH YARINSIZ BİR YARINI
MUTLULUK SEVGİ İÇİN BEN BİR YOL GEÇEN HANI

Monday, July 9, 2007

dost ve sevgili üzerine...

Geçen gün Mustafa ve Emre ile yaptığımız o güzel sohbetten sonra karar verdim bu yazıyı yazmaya...

Ben her zaman bir sevgilinin bir dost kadar iyi tanıyamayacağını ve anlayışlı olamayacağını düşünürüm. Bunu düşünmemin nedeniyse bugüne kadar gördüklerim... Sevgili, kendi kafasında yarattığı sizi tanımaya çalışır, kendi ilişki kalıbına uyan yönleriniz onun için önemlidir ve hata yaparsanız telafisi için fırsatınız pek yoktur. Ama dostunuz için kötü yanlarınızın, yaptığınız hataların bir önemi yoktur. O sizi her yönünüzle tanır, sever, değer verir. Hatalarınız olduğunda sizi uyarır, akıl verir, dinler. Hataların nedenlerini daha kolay itiraf edersiniz dostunuza, çünkü sizi bırakıp gitmeyeceğini bilirsiniz. Bir dosta asla rol yapmazsınız ama sevgiliyi kaybetmeme uğruna kendiniz olmayı bıraktığınız durumlar çoktur. Sizi çok seven dostlarınızdan zaman zaman sevgili uğruna vazgeçtiğiniz de olur ama döner dolaşır gelirsiniz birgün yine aynı meclise, ve kapısı hep açıktır. Sevgiliden yenilen kazıkların tedavi noktası da yine dost kapısıdır.

Sevgiliden "ayrılsak da dost kalamayız"... Çünkü hiç dost olunmamış biriyle dost kalınması da mümkün değildir mantık olarak...

Peki dost olanlar daha sonra sevgili olabilir mi? Sevgili olup bir dostu kaybetmeye değer mi?

Saturday, July 7, 2007

Kendimle ilgili...

Dün akşam haberleri izlerken bir anda kendimi gözyaşları içinde buldum. Önce Barış'ın cenazesini izledim. Oturduğum koltuktan kalkamayacak kadar kendimi kötü hissetmişken ardından izlediğim ikinci haber kendimi kaybetmeme yetti. Kaza yaptıkları için yolda durup araçlarından inen 8 kişi, kaza için trafik polisinin gelmesini beklerken koskocaman bir kamyon gelerek 2 araca çarpıyor ve paramparça ediyor. 8 kişiden 2'si inanılmaz bir şekilde arkadaşlarının gözleri önünde can veriyor. Sürekli izlediğimiz kaza haberlerine benzer bir manzara ve her izlediğimiz kaza haberi bizi üzer... Ama beni o hale getiren tek bir an vardı bu görüntülerde... Arkadaşının ölümüne inanamayan birinin feryadı...

Haberin ardından çok ağladım. "Volkan gitti yaa.." diye ağlayan ses saatlerce kulağımda çınladı. Kendimi toparlayıp mutfağa gittim ve bişeylerle uğraşırken sürekli bunu düşündüm. Birkaç gündür kafamı kurcalayan ve beni düşündüren şeyler için bir cevaptı sanki izlediklerim. Ardından bu kadar üzülen insanlar bırakıp gitmişti iki "iyi insan" Bildiğimiz bir gerçekti iyilerin erken öldüğü...

Hayatta "iyi insan" olarak bilinen herkesin iyi olma nedeni genelde onlardan birşeyler alınabiliyor olması bana göre... İnsanlar sizden bişeyler alabildikleri sürece iyi insansınız... Ve o kadar alışılır ki sizden bişeyler alınıyor olmasına, sizin de ihtiyaçlarınız olabileceği kimsenin aklına gelmez. Bununla da kalmaz, sizden hep almaya alışanlar artık üzülüp kırılabileceğinizi de unuturlar. Onlar için iyi insansınızdır ve iyi insanlar hiçbişeye üzülmez diye düşünürler... Kırılsanız da kimse farkınıza varmaz.

Sevdiklerim için bişeyler yapabiliyor olmak hep mutlu etti beni. Birini mutlu ettikçe ben daha mutlu oldum. Bu yüzden iyi dediler bana... Ama kendime gelince, içimde öyle bir güç hissettimki çocukluğumdan beri, sanki kendim için herşeyi kendim yapabilirim gibi... Ve yaptım çok şükür... Bugüne hep kendi ayaklarım üzerinde sapasağlam durarak geldim. Birine "benim için şunu yapar mısın.." dediğim durumları düşünüyorum. Sayabileceğim kadar az...

Sanırım bugünlerde içime attığım kırgınlıklar birikti. Kimse farkında değil kendi içimde bişeyleri birleştirmeye çalıştığımın. Tek istediğim uzun süreli bir yalnızlık, en azından parçalar birbirine kaynayana kadar... Sonra dönerim yine iyi biri olarak, beni tanığınız gibi...

Kötü insan olamam iyilerin erken öldüğünü bilsem bile...

Monday, July 2, 2007

Bu Ne?

Kaptan Cook'un seyahatlerine çıkarken gemilerinde bol miktarda bulundurduğu, C vitamini deposu olması nedeniyle de mürettebatına bol bol yedirdiği yiyecek nedir?

Sunday, July 1, 2007

Ağlama...



Ağlamak çok yakışsa da o kapkara pırıl pırıl parlayan gözlerine, sen ağlama...
Herkes seni bırakıp gitse de, sen ağlama...
Kötülüklere, umutsuzluklara, zorluklara, HAYATA rağmen sen her zaman gül, sakın ağlama...

Ama eğer ağladıkça temizliyorum yüreğimi diyorsan, akan yaşlarınla beraber gidiyorsa tüm hüzünlerin...
ben kıyamam gözlerinden akan bir damla yaşa ama.......
Sen Ağlama!

Madonna - Don't Cry For Me Argentina



Geçen hafta gittiğimiz konserde Demet Tuncer'in seslendirdiği şarkı ve başarıyla canlandırdığı o unutulmaz sahne...