30 Yıllık Bilanço...
1977-2007... 30 yıldır yeryüzündeyim. Bugünün doğum günüm olduğunu sanmayın, değil. Daha hala bikaç ayım var :) Saat çok geç oldu ama uyku tutmadı. Saatlerdir Google'a eski arkadaşlarımın isimlerini yazıyorum. Ve bunu ilk kez yaptım. Bi bilseniz nelerle karşılaştım. Yıllardır görmediğim bi arkadaşımın bi oğlu olmuş. Resimlerini bile gördüm nette. Şu Google nelere kadirmiş, bi kez daha anladım :)))
Sonra düşünmeye başladım. Belkide farkında olmadan terapi yapıyorum kendime. Birilerini ve bişeyleri hatırladıkça çocukluğuma doğru iniyorum. Ve bu yolda karşılaştıklarımla hesaplaşıyorum sanki. Kimine ben hesap soruyorum, kimi de bana soruyor. Çok garip bi gece yaşıyorum anlayacağınız... Az önce bunları düşünerek yatağıma gittim ama yarın sabaha bişey kalmayacağını düşünüp geri geldim bilgisayarımın başına. Hatta isimleri ve sorularıda yazmayı düşünmüyor değilim şu an.
Hayat ne garip bişey... Düşünüyorum da, kaybettiklerim kazandıklarımdan daha fazla... Ama her kayıpta (iyi yada kötü tartışılır) bir kazanç aslında... Kaybettiklerimi düşünüyorum : Hepsini çok sevdim, çok değer verdim. Çünkü ben insanları önce severim. Peki, neden kaybettim? Hepsinde suçlu benmiydim? Bi çoğunda evet... Suçum kiminde fazla sevmekti, kiminde sevip ilgi gösterememekti, biçoğunda hayırsızlıktı, arayıp sormamaktı ama ben hiç sevilmedim mi acaba? Çünkü bende aranmadım, sorulmadım ve merak edilmedim. Ayrıca çok fazla taviz vermek ve alttan almak, fakat zaman içinde yıpranıp bigün volkan gibi patlamakta benim suçum. Neden biriktirdim ki? Neden zamanında tepki vermedim. Neden rahatsızlıklarımı hemen söylemedim. Neden beni yanlış tanımalarına izin verdim. Neden belli : Onları kırıp kaybetmekten korktum, üzmek istemedim. Ama sonuç değişmedi. Bigün gittiler. Çünkü onlar beni öyle tanımamışlardı. Suçlu benim, olduğum gibi görünemedim. Bende kızarım, bende üzülürüm demedim asla.
Az önce saydım, öyle çok arkadaşım olmuşki bugüne kadar... Hepsini hatırlıyorum. Ve nedenleri düşündüm. Hiçbirinde kaybetmemin kötü bir nedeni yok. Bu içimi rahatlatıyor. Hatalarımı görüp kabul ediyorum. Bu da ikinci savunmam.
Peki kendi hatalarımın nedenleri neler? Çünkü ben hiçbir zaman gördüğünüz kişi değildim. Okulda, işte siz beni hep gülerken gördünüz. Hep mutlu bildiniz. Ama benim sorumluluklarım vardı, hayatla savaşım. Sizlerin yok muydu? Vardı, hepinizin vardı. Benden iyi durumda olanlarınız da vardı, kötü durumda olanlarınızda... Niyetim hayatımdan şikayet etmek değil. Kimse beni yanlış anlamasın. Söylemek istediğim, ben size yeterince zaman ayıramadım. Hayatım o kadar parça parçaydıki 30 yıldır, sizlerde o parçalardan biri oldunuz. Ve ben tüm parçaları bir araya getirip bütüne bakabilmek için gerekli zamanı bir türlü bulamadım. Ben geçmişi sorgularken, geleceğimin hayallerini istediğimden farklı kurdum ve aslında ne istediğimi bir türlü anlayamadım.
30 yaşındayım... Pişmanlıklarımı düşünüyorum. sadece bir elimin parmaklarını geçmedi. Bu güzel... Ama en büyük pişmanlığım sevdiklerime yeterli zamanı ayıramamak ve en önemlisi bunu söyleyememiş olmak. Ve bu akşam, parmaklarımdan biri kesiyorum. Pişmanlıklarımdan birini yok ediyorum.
Berna, Şebnem, Özlem, Pelin, Ferda, Burçin, Ahmet, Biriz, Hasan, Nurullah, Ulaş, Aylin, Gülçin, Oğuzhan, Arif, Mustafa, Erman, Cumhur, Ali İhsan, Canan, Berrin, Abit, Ayla Abla, Ahmet Abi, Aynur, Uğur, Alev, Ayşe, İdil, Şenol, Seda, Günnur, Cansel, Burhan, Çiğdem, Selin, Murat, Derya, Vesile, Ümit, Turan ve ismini hatırlayamadığım için bana ikinci kez kızacak olan tüm arkadaşlarım....
BEN HEPİNİZİ ÇOK SEVDİM. HEMDE ÇOK....
VE HEPİNİZ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ OLDUNUZ.
KIRDIKLARIMDAN ÖZÜR DİLİYORUM, KIRILDIYSAM DA ARTIK HATIRLAMIYORUM!
Ve gelelim bugüne... Yanımda ve hayatımda olanlara... Ve beni ne olursa olsun anlayabilip bırakmayanlara... Siz kendinizle ilgili olanları buralardan okumayın, sizi kaybetmeye niyetim yok. İçimden geçeni yüzünüze söyleyebiliyorsam, sizde yukarda adını yazdığım kayıplarıma teşekkür edin ve ben hala içimdeki çocuğu büyütmeye uğraşırken bari siz elimi bırakmayın...
İkinci 30 yılımın sonunda yazacağım kayıplarımdan çok kazançlarım olsun... Allah yardımcım olsun...
Yasadigin hayatin sorumluluklarini bildigin bir insan olarak seni takdir ediyorum.Kim oldugum cokta onemli degil.Belki ailende bir donum noktasi olmaya calisan biri, yada yasanmis ama unutulmus bir cizgi.Sana ve Size omur boyu mutluluklar...
Posted by Unknown | January 29, 2007 at 9:07 AM
Kim olduğunu merak etmiyorum nedense... Ama beni tanıyan biri olduğuna göre, sorumluluk almaktan yorulduğumu da biliyor olmalısın. Mutluluk dileklerin için çok teşekkür ederim. Her kimsen bende sana mutlulukların en güzelini yaşamanı diliyorum. Sevgiler...
Posted by Filiz Kirazoğlu | January 30, 2007 at 3:01 PM